Ayetullah Ramazani: Şiaların İmam Zaman’a (a.s) Nispetle Vazifeleri Marifet, Tanıma ve İtaat Etmektir
Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri İmam Zaman’a (a.s) nispetle bireysel sorumluluklara işaret ederek şöyle dedi: Şiaların İmam Zaman’a (a.s) nispetle vazifeleri marifet, tanıma ve itaat etmektir ve tanıma olmazsa beşeri toplumu sapıklık kaplayacaktır.
Ayetullah Ramazani: Şiaların İmam Zaman’a (a.s) Nispetle Vazifeleri Marifet, Tanıma ve İtaat Etmektir
Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Resmi Haber Sitesi – 4.4.2023 tarihinde Şeft şehrindeki Veliasr Camii’nde düzenlenen Şaban’ın on beşi münasebetiyle düzenlenen merasimde şöyle dedi: Mehdilik konusunda ortaya atılan önemli konulardan birisi beşeriyetin geleceğidir.
Beşeriyetin geleceği konusunda iki görüşün konu edildiğini dile getiren Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri şu açıklamalara yer verdi: Birinci görüş Marksizm’in görüşüdür ki bu görüşe göre beşeriyetin geleceği din ve Allah’a inanç olmaksızın işçi sınıfının eline bırakılacaktır. Bazıları dinin hurafe ve toplumun afyonu olduğuna inanmakta ve dinle mücadele etmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadır.
İkinci bakış açısının ise insanlığın geleceğinin demokraside son bulması gerektiğine inanan Fukuyama’nın bakış açısı olduğunu belirten Ayetullah Ramazani konuşmasını şöyle sürdürdü: Pek çok insan dini sembolleri yok etmeye çalışıyor, örneğin Fransa’daki başörtüsü veya dini faaliyetlere, camilerin yapılmasına vb. karşı çıkan partiler var. Endonezya’da 240 milyon Müslüman var ama bu İslami bir hükümet değil. Liberalizm, şeriat ve kanunlar alanında dinin kapatılması anlamına gelir. Batı’da demokrasi dini değerlere dayanmaz ve eğer bir yasa dine aykırıysa onu dayatırlar.
İslam’da kurtarıcı tartışmasının kendi yorumu vardır. İslam, insanlığın geleceğinin müstekbir insanların eline geçmeyeceğine, insanlığın geleceğinin salihlerin elinde olacağına inanır ki toplumda reform, maneviyat ve güvenlik gelişebilsin. İnsanlığın geleceği mazlumların elinde umut dolu bir gelecek ve insanlığın kurtarıcısı tüm insanlığı baskıdan kurtarmak istiyor.
Siyonistler herkesin kendilerinin hizmetinde olması gerektiğini, kendilerinin toplumun lideri olduklarını ve başkalarının da kendi istekleri doğrultusunda hizmet etmelerini söylüyorlar. Dünya uluslarının %90’ı %10’a aittir ve bu en büyük adaletsizliktir. Batılılar birbirlerini öldürecek silahları olmayan ülkelere silah satıyorlar.
Şiaların İmam Zaman’a (a.s) nispetle vazifeleri marifet, tanıma ve itaat etmektir ve tanıma olmazsa beşeri toplumu sapıklık kaplayacaktır. Çoğu kimseler İmam Zaman’a (a.s) sevgi gösterisinde bulunuyor, ne var ki merceiyet ve velayet ile aralarında mesafe vardır.
Biz merceiyetle aramızı açarsak ve bireysel ve siyasi farzlarımızı tanımazsak İmam Zaman’a (a.s) itaat edemeyiz. Bir Müslüman ve bir mümin sahada yer alıp 44 yıl önce İslam’ın ne durumda olduğunu bilmelidir. Bugün dünyadaki birçok üniversite İslam'ın gücü konusunda detaylı çalışmalar yürütmektedir.
Bugün İslam’ın dünyada güç kazandığına, Aşura ve Erbain günlerinde dünyanın her yerinde gayrimüslimler tarafından bile matem toplantıları düzenlendiğine değinen Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri sözlerini şöyle sürdürdü: Uluslararası alanda Kasım Süleymani’nin varlığı sömürü alanını daralttı ve dünyada yeni bir direniş sayfası açıldı.
Günümüz kuşağıyla ilişkimiz güçlenmeli ve yetkililer insanların sorunlarını çözmeli. Ulusal medya, genç neslin entelektüel ve ahlaki ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla programa sahip olmalıdır. 11 Şubatta halk, tüm zorluklara rağmen İslami sisteme bağlılığını sürdürdüğünü gösterdi. İslami sistemdeki sorumluluklar değerlere dayalı olmalıdır.
Siyonistler, International gibi devrim karşıtı ağların haber ve finans kaynağıdır. Düşman İslam sistemini devirmek için bu birleşik savaşta milyarlarca dolar harcadı ve elbette başlarında Pehlevi gibi birbirleriyle fikir birliğine varamayan gösterişli liderler vardı. Medyamız muhataplarda güven oluşturmalıdır ki farklı kesimler yabancı kaynaklardan haber almasın.
Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri İmam Zaman’a (a.s) nispetle bireysel sorumluluklara işaret ederek şöyle dedi: Şiaların İmam Zaman’a (a.s) nispetle vazifeleri marifet, tanıma ve itaat etmektir ve tanıma olmazsa beşeri toplumu sapıklık kaplayacaktır.
Ayetullah Ramazani: Şiaların İmam Zaman’a (a.s) Nispetle Vazifeleri Marifet, Tanıma ve İtaat Etmektir
Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Resmi Haber Sitesi – 4.4.2023 tarihinde Şeft şehrindeki Veliasr Camii’nde düzenlenen Şaban’ın on beşi münasebetiyle düzenlenen merasimde şöyle dedi: Mehdilik konusunda ortaya atılan önemli konulardan birisi beşeriyetin geleceğidir.
Beşeriyetin geleceği konusunda iki görüşün konu edildiğini dile getiren Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri şu açıklamalara yer verdi: Birinci görüş Marksizm’in görüşüdür ki bu görüşe göre beşeriyetin geleceği din ve Allah’a inanç olmaksızın işçi sınıfının eline bırakılacaktır. Bazıları dinin hurafe ve toplumun afyonu olduğuna inanmakta ve dinle mücadele etmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadır.
İkinci bakış açısının ise insanlığın geleceğinin demokraside son bulması gerektiğine inanan Fukuyama’nın bakış açısı olduğunu belirten Ayetullah Ramazani konuşmasını şöyle sürdürdü: Pek çok insan dini sembolleri yok etmeye çalışıyor, örneğin Fransa’daki başörtüsü veya dini faaliyetlere, camilerin yapılmasına vb. karşı çıkan partiler var. Endonezya’da 240 milyon Müslüman var ama bu İslami bir hükümet değil. Liberalizm, şeriat ve kanunlar alanında dinin kapatılması anlamına gelir. Batı’da demokrasi dini değerlere dayanmaz ve eğer bir yasa dine aykırıysa onu dayatırlar.
İslam’da kurtarıcı tartışmasının kendi yorumu vardır. İslam, insanlığın geleceğinin müstekbir insanların eline geçmeyeceğine, insanlığın geleceğinin salihlerin elinde olacağına inanır ki toplumda reform, maneviyat ve güvenlik gelişebilsin. İnsanlığın geleceği mazlumların elinde umut dolu bir gelecek ve insanlığın kurtarıcısı tüm insanlığı baskıdan kurtarmak istiyor.
Siyonistler herkesin kendilerinin hizmetinde olması gerektiğini, kendilerinin toplumun lideri olduklarını ve başkalarının da kendi istekleri doğrultusunda hizmet etmelerini söylüyorlar. Dünya uluslarının %90’ı %10’a aittir ve bu en büyük adaletsizliktir. Batılılar birbirlerini öldürecek silahları olmayan ülkelere silah satıyorlar.
Şiaların İmam Zaman’a (a.s) nispetle vazifeleri marifet, tanıma ve itaat etmektir ve tanıma olmazsa beşeri toplumu sapıklık kaplayacaktır. Çoğu kimseler İmam Zaman’a (a.s) sevgi gösterisinde bulunuyor, ne var ki merceiyet ve velayet ile aralarında mesafe vardır.
Biz merceiyetle aramızı açarsak ve bireysel ve siyasi farzlarımızı tanımazsak İmam Zaman’a (a.s) itaat edemeyiz. Bir Müslüman ve bir mümin sahada yer alıp 44 yıl önce İslam’ın ne durumda olduğunu bilmelidir. Bugün dünyadaki birçok üniversite İslam'ın gücü konusunda detaylı çalışmalar yürütmektedir.
Bugün İslam’ın dünyada güç kazandığına, Aşura ve Erbain günlerinde dünyanın her yerinde gayrimüslimler tarafından bile matem toplantıları düzenlendiğine değinen Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri sözlerini şöyle sürdürdü: Uluslararası alanda Kasım Süleymani’nin varlığı sömürü alanını daralttı ve dünyada yeni bir direniş sayfası açıldı.
Günümüz kuşağıyla ilişkimiz güçlenmeli ve yetkililer insanların sorunlarını çözmeli. Ulusal medya, genç neslin entelektüel ve ahlaki ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla programa sahip olmalıdır. 11 Şubatta halk, tüm zorluklara rağmen İslami sisteme bağlılığını sürdürdüğünü gösterdi. İslami sistemdeki sorumluluklar değerlere dayalı olmalıdır.
Siyonistler, International gibi devrim karşıtı ağların haber ve finans kaynağıdır. Düşman İslam sistemini devirmek için bu birleşik savaşta milyarlarca dolar harcadı ve elbette başlarında Pehlevi gibi birbirleriyle fikir birliğine varamayan gösterişli liderler vardı. Medyamız muhataplarda güven oluşturmalıdır ki farklı kesimler yabancı kaynaklardan haber almasın.