Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı AHL-UL-BAYT - Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA’nın haberine göre; Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı bir bildiri yayınlayarak Suudi rejim unsurlarının Arabistan’ın doğusunda yer alan Şii şehri el-Avamiye’nin el-Musevvere mahallesini tahrip edip yıkmak için bu şehre başlattıkları saldırıları kınadı ve bu rejimin el-Musevvere mahallesindeki mezhebi girişimlerinin sorumluluğunun uluslararası toplumun üzerinde olduğunu vurguladı.
Bu bildirinin tam metni aşağıda gelmiştir:
بسم الله الرحمن الرحیم
«إِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْأَرْضِ وَجَعَلَ أَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ ۚ إِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ»
Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde ululuk tasladı ve halkını bir takım sınıflara ayırdı. Onlardan bir grubu güçsüz bırakmıştı; oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise (hizmetkârlık için) sağ bırakıyordu. Hiç şüphesiz o, bozgunculardandı. (Kasas/4)
Tophane, tank, zırhlı araç ve savaş mermileri kullanılarak Arabistan’ın doğusunda yer alan Şii şehri el-Avamiye’nin cami ve ahalisine yapılan vahşi saldırlar, gerçekte Muhammed b. Salman’ın inancının uygulanmasıdır. Muhammed b. Salman son olarak yaptığı televizyon söyleşisinde beklenen Mehdi ideolojisinden söz etti ve bu inancı kötüledi. O, sahip olduğu nefret ve terörizm yönelimli Vahhabi düşünceleri ile İran’a saldırıyor.
Suudi rejim güçlerinin el-Musevvere mahallesine saldırı zamanlaması tesadüfi değildi ve bu vahşi saldırı Müslümanların İmam Mehdi’nin (a.f) doğum yıldönümü kutlamaları ile eşzamanlı olarak yapıldı; zulümden kurtuluş ve kurtuluş bekleyişi ile ilgili hadisleri inceleyecek bir zamanda. Ama Al-i Suud, bu kurtuluşun imkânsız olduğunu ve onların attığı mermi seslerinin 15 Şaban kutlamalarından daha yüksek olduğunu söylemek istemektedir.
Henüz Şehit Şeyh Nemr’in nefesiyle dolu olan el-Avamiye şehri ve mahalleleri, kesinlikle bu lanetli şecere için bir sorun olmuştur. El-Musevvere Mahallesi şimdi yıkıcı bir saldırı ile karşı karşıyadır ve şimdiye kadar bu saldırılar sonucu biri çocuk olmak üzere 4 kişi şehit olmuştur. Aynı şekilde bu saldırılarda birçok kadın ve çocuk da yaralanmıştır.
Direnişin seyyidi Seyyit Hasan Nasrullah’ın Hizbullah komutanlarından Şehit Mustafa Bedruddin’in şehadet yıl dönümü münasebetiyle yaptığı son konuşmada dediği gibi: Muhammed b. Salman, Arabistan rejiminin ve büyük alimler heyetinin sözlerini aktardı ve dedi ki Arabistan’ın İran ile sorunu şudur ki onlar Mehdi’yi (a.f) bekliyorlar ve herkes biliyor ki bu imam Tahran’dan, Şam’dan veya Beyrut’tan çıkmayacak, Mekke’den çıkacak. Tüm Müslümanlar İmam Mehdi (a.f) konusunda icma etmişlerdir ve bu konu Şia ile alakalı bir konu değildir.
Seyyid Hasan Nasrullah konuşmasına şöyle devam etti: Ben Arabistan veliahdının halefine diyorum ki Müslümanların inancına göre Mehdi’nin çıkışı kesin bir konudur ve Mekke-i Mükerreme’den çıkacaktır ve çıktığı zaman hiçbir zalim padişah kalmayacaktır ve yeryüzünü adaletle dolduracaktır ve ne sen ne babaların ve ne de ecdadın bu gerçeği değiştiremezsin.
Hizbullah Genel Sekreterinin dediği gibi, Ehli Sünnet kaynaklarında ve kitaplarında İmam Mehdi (a.f) hususunda onlarca mütevatir hadis ve rivayet vardır. Misal olarak şu hadislere değinilebilir:
1. Ebu Said Hudri Peygamber’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu naklediyor: Benim ümmetimin son döneminde Mehdi zuhur edecektir ve Allah, onu yağmura doyuracaktır ve yeryüzü yeşilliklerini çıkaracaktır ve malı doğru bir şekilde dağıtacaktır. Ümmet büyük sayılacaktır ve o hazret yedi veya sekiz yıl hükümet edecektir.
2. Ahmet bin Hanbel, Ebu Said Hudri’den bir rivayet naklediyor ki Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Yeryüzü zulüm ve tecavüz ile dolmayıncaya kadar kıyamet kopmayacaktır; o zaman benim itretimden veya Ehlibeytimden bir kişi zuhur edecektir ve yeryüzü zulüm ve tecavüz ile dolduktan sonra onu adalet ile dolduracaktır.
3. Ebu Said Hudri Peygamber’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu naklediyor: Mehdi bendendir ve alnı yüksektir ve burnu çekiktir. Yeryüzü zulüm ile dolduktan sonra onu adalet ile dolduracaktır ve yedi yıl hükümet edecektir.
4. Ebu Said Hudri diyor ki: Peygamber’den sonra bir olayın çıkmasından korktuk ve bunu o hazrete sorduk. Hazret şöyle buyurdu: Mutlaka ümmetimde Mehdi zuhur edecektir. Beş yıl veya yedi yıl ya da dokuz yıl yaşayacaktır (şüphe Zeyd’den kaynaklanmaktadır). Dedi ki: bu olay ne zaman gerçekleşecektir? Buyurdu (s.a.a) ki: Yıllar sonra; onun huzuruna bir adam gelecek ve diyecek ki ey Mehdi! Bana bir şey ver. Onun elbisesine o kadar dökecektir ki onu taşıyıp götüremeyecektir.
5. İmam Ali’den (a.s) nakledilen rivayette Allah Resulü şöyle buyuruyor: Mehdi biz Ehlibeyt’tendir. Allah onun işini bir gecede düzeltecektir.
6. Ümmü Seleme’den nakledilen rivayette Allah Resulü şöyle buyuruyor: Mehdi benim soyumdandır; Fatıma’nın evlatlarından.
7. İbn Mesud’dan nakledilen rivayette Allah Resulü şöyle buyurdu: Eğer dünyanın ömründen bir gün bile kalsa, Allah Ehlibeytimden bir kişiyi gönderecektir; yeryüzü zulümle dolduktan sonra onu adaletle dolduracaktır.
Bizle Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayında Suudi rejiminin ordusunun el-Avamiye şehrinin el-Musevvere mahallesine yaptığı saldırıları kınıyor ve aşağıdaki noktalara tekit ediyoruz:
1. Bir mahalleye bu şiddette ve hiçbir uyarı olmadan yapılan bu genişlikteki askeri bir saldırı kınanmış bir iştir ve biz Suudi rejiminden bu saldırıları durdurmasını ve yardım güçlerine ve doktorlara bu saldırılarda yaralananları tedavi etmeleri için izin verilmesini istiyoruz. Özellikle bu mahalle uzun yıllardır halkın yerleşim merkezlerindendir ve el-Musevvere mahallesinin evleri yıkılma aşamasındadır; bu evlerin bu ağırlıktaki askeri saldırılara dayanma imkânı yoktur.
2. Uluslararası toplum el-Musevvere mahallesinde gerçekleşen olayların sorumluluğunu üstlenmelidir ve bu saldırıların acil olarak durdurulması ve el-Avamiye şehrinin muhasarasına son verilmesi için gerekli girişimlerde bulunmalıdırlar. Bizler, uluslararası bağımsız uzmanların el-Avamiye şehrine gönderilmesini ve bu saldırlar hakkında inceleme yapmalarını istiyoruz.
3. Demokrasinin ve siyasi katılımın Arabistan’da olmayışı, Suudi rejiminin Arabistan vatandaşları karşısında bu hadde ölçüsüz kudret kullanmasının ve ağır silahlarla ve askeri araçlarla Şii bölgelerine saldırmasının en önemli delillerindendir.
4. Ülke içindeki siyasi sorunların ordu ve askeri araçlar kullanılarak çözülmek istenmesi istenilen sonuçlara ulaştırmayacaktır. Aksine sorunu daha da karmaşık bir hale getirecektir; bu yüzden Suudi rejiminden sorunu çözmek için siyasi yolları kullanmasını istiyoruz.
5. Suudi rejiminin Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen’de sürdürdüğü faydasız savaşların yenilgisinin devamının üstünü kendi halkı aleyhine kazandığı hayali zaferlerle, ağır silahları ve askeri araçları kullanarak örtemezler.
«وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ»
Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz/gafil sanma; sadece onlara mühlet verip gözlerin dehşetten bakakalacağı güne kadar azaplarını geciktirmektedir. (İbrahim/42)
Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı
13 Mart 2017
The Ahl al-Bayt World Assembly is an international non-governmental organization (INGO) that was established by a group of Shiite elites under the supervision of the great Islamic authority of the Shiites in 1990 to identify, organize, educate and support the followers of Ahl al-Bayt.