Suudi Arabistan'daki Son Toplu İnfazlarla İlgili Beş Uluslararası Kültürel ve Yasal Kurumdan Açıklama

چهارشنبه, 25 اسفند 1400

Suudi Arabistan’ın doğu bölgesindeki şehirlerde barışçıl protesto ve gösterilere katılan gençlerin ve halka karşı terör eylemleri gerçekleştirmiş olması gereken IŞİD unsurlarının idam edilmesi, yöneticilerin Şii sosyo-politik protestocuların terörist gruplar tarafından suç eylemleri kisvesi altında infaz edilmesini haklı gösterme girişimlerini güçlendiriyor.

Suudi Arabistan'daki Son Toplu İnfazlarla İlgili Beş Uluslararası Kültürel ve Yasal Kurumdan Açıklama

Suudi Arabistan'daki son toplu İnfazlarla ilgili Beş Uluslararası Kültürel ve Yasal Kurum bir bildiri yayınlandı.

Bildirinin metni şöyledir:

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Suudi İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada resmi olarak açıklanan doğu bölgesinden 41 genç ve henüz ergenliğe yeni girenlerinde dahil olduğu Suudi hükümetinin 81 vatandaşı toplu infazda eşi görülmemiş eyleminin akabinde;

İlahi dinlerin öğretileri ve özellikle İslam dininin Müslümanların kanı ve insan hayatının kutsallığına yaptığı vurgu esasınca;

Uluslararası insan hakları belgeleri, özellikle İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi insanlık ailesinin tüm üyelerinin doğal statüsünü ve onların eşit ve devredilemez haklarını; BM’nin Din veya İnanç, Yaşam Hakkı, Özgürlük ve Güvenlik, Ceza veya Zulüm Yasağı Konusunda Her Türlü Ayrımcılığı Reddetme Taahhüdü ve keza, devredilemez, bölünmez ve yorumlanamaz haklar olarak meşru müdafaa için gerekli tüm garantileri sağlayarak, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil ve kamuya açık bir yargılanmadan yararlanılmasını vurgular;

Beş haram edilenler ve zulmün nefyedilmesi alanında İslam şeriatının ilke ve kurallarına göre hareket edilmesinin gerekliliğinin hatırlatılması, siyasî hak ve kamu hürriyetlerinin, kimsenin ihlal etmeye hakkı olmadığı, aksine bunlara uyulmasının ibadet ve maruf olduğu ve bunların ihlal edilmesinin günah ve münker olup, dünyevî ve uhrevi cezayı gerektirdiğini tekit eder;

İslam’da, yaşama hakkı, insanlara can, din, aile, namus ve mal esenliği, adil yargılanma hakkı veren Kahire İnsan Hakları Bildirgesi’ne atıfta bulunarak, keyfi yargıların savunulması ve reddedilmesi için her türlü güvenceyi resmen tanımış ve İslam ülkelerinin tamamı buna riayet etmekle zorunludur;

Kamu sorumluluğu, görevler ve dayanışma, mazlumların haklarını savunma, İslam dininin ve Müslüman toplulukların ve ülkelerin dünya nazarındaki imajını ortaya koyan hatırlatma, uyarma ve söz ve davranışı konusunda İslam dininin öğretileri esasınca;

İslami insan hakları çerçevesinde “Uluslararası Alanda Ortak İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetine İlişkin Mutabakat Muhtırası”na imza atan bildiriyi yayınlayan İslami ve hukuk kurumları, Suudi hükümetini şeri hüküm ve ölçüler, İslam ümmeti ve muasır dünyanın kanun ve örfünü ihlal ettiği için şiddetle kınayarak aşağıdaki konulara tekit eder:

  1. Grupsal, üstelik bu çoklukta infaz genel hukuk ilkelerine, fıkıh ve ahlak ilkelerine ve uluslararası örf ve uygulamalara aykırı olmasının yanı sıra insan hakları ve vatandaşlık alanıyla çeliştiği gibi hakların yok olması ve vatandaşlara zulmedilmesine sebep olur ve bu da dinin, fıkhın, Müslüman topluların ve İslami ülkelerin haşin çehresini muasır dünyaya sunmak gibi bağışlanmayacak bir günah olacaktır ki İslami davet akımı, Müslüman medeniyetinin inşası ve Kelimetullah’ın yayılmasını ciddi ve dur durak bilmeyen tehditlerle karşı karşıya getirecektir.
  2. Suudi İçişleri Bakanlığı’nın idam edilenlerin tamamının veya bir kısmının sözde “yanıltıcı fikirlere ve diğer sapık akımlara” inandığına dair yaptığı açıklama bu ülkeyi yönetenlerin suça bulaşma değil, inanç esasınca öldürme ve cezalandırma için iradesini göstermekte ve vatandaşların mezhepsel eşitliğe dayalı son iddialarıyla farklılık arz etmektedir. Keza Sözlerin ve eylemlerin tutarsızlığı ve çifte standart uygulaması, insan aklının ilkelerine, ilahi yasalara ve çağdaş kanunlara aykırı olduğunu ortaya koymaktadır.
  3. Suudi Arabistan’ın doğu bölgesindeki şehirlerde barışçıl protesto ve gösterilere katılan gençlerin ve halka karşı terör eylemleri gerçekleştirmiş olması gereken IŞİD unsurlarının idam edilmesi, yöneticilerin Şii sosyo-politik protestocuların terörist gruplar tarafından suç eylemleri kisvesi altında infaz edilmesini haklı gösterme girişimlerini güçlendiriyor.
  4. Bu toplu infazlar ve benzeri olaylar göstermektedir ki; Suudi Arabistan’da yasal işlem süreçleri, kanun önünde eşit ve adil yargılanma garantisi olamaz. Buna ek olarak eylemlerin kanuna dayandırılmadan suç sayılması, suçun ispatını hukuki unsurundan mahrum bırakarak kararların verilmesinde açıklanmayan cezaya, hükümlerin çıkartılmasında birlik eksikliğine sebep olur ki bu da genel hakların selp edilmesi gibi bir diğer acı sonuca sebebiyet verir.
  5. Sanıkların yargılanmalarının bir suçun işlenmesine veya suça iştirak ve benzerlerine yol açan siyasi ve sosyal etkenlere bakılmaksızın infazı, kişilerin adalet ve haklarını ihlal eden hususlardan biridir. Suudi Arabistan’ı yöneten süreçlerde tekfirci ve terör örgütlerinin düşünce ve eylemlerinin köklerini yok sayarak, Yemen’e yönelik saldırganlığını ve yedi yılı aşkın bir süredir o ülkenin savunmasız insanlarına karşı savaş suçları ve soykırımları işlemesi, baskı ve çaba sarf etmesi, bölgede halkın öfkesine ve nefretine neden olan Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirme akımı ve diğer konular, vatandaşların önünde protesto etmekten başka seçenek bırakmıyor. Bu nedenle çözüm toplu infazlar yapmak değil, bu sorunların temele dayalı nedenini ve tedavisini bulmaktır.

Son olarak, bu bildiriyi yayımlayanlar, tüm ülkelerin insan onuruna, hukuki ve ahlaki normlara, temel haklara ve keyfi cezalardan kaçınmalarına bağlı kalmaları gerektiğini yinelerken, tüm ülkelerden, uluslararası ve bölgesel kuruluşlardan, İslam ümmetinin üyelerinden ve dünya özgür insanlarının tamamından, bu canice eylemi kınamakla birlikte zulme karşı mücadelede ve adaletin tesis edilmesinde küresel dayanışma yolunda adımlar atmalarını istemektedir.

Zâlimlerin, azâbı gördükleri zaman: "Geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün.

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı, Dünya Mezheplerini Yakınlaştırma Kurultayı, el-Mustafa (s.a.a) Üniversitesi, İslam Kültürü ve İletişim Kurumu, İnsan Hakları Merkezi

نظر دهید

شما به عنوان مهمان نظر ارسال میکنید.

مجمع جهانی اهل‌بیت (ع)

مجمع جهانی اهل‎بیت(علیهم‎السلام)، به عنوان یک تشکل جهانی و غیردولتی، از طرف گروهی از نخبگان جهان اسلام تشکیل شده است. اهل‎بیت(علیهم‎السلام) به این دلیل بعنوان محور فعالیت انتخاب شده‎اند که در معارف اسلامی در کنار قرآن، محوری مقدس را که مورد پذیرش عامه مسلمین باشد، تشکیل می‎دهند.
مجمع جهانی اهل‎بیت(علیهم‎السلام) دارای اساسنامه‎ای مشتمل بر هشت فصل و سی و سه ماده است.

  • ایران - تهران - بلوارکشاورز - نبش خیابان قدس - پلاک 246
  • 88950827 (0098-21)
  • 88950882 (0098-21)

تماس با ما

موضوع
ایمیل
متن نامه
6-3=? کد امنیتی